7 Eylül 2012 Cuma

NEFESLE BOLLUK YARATMAK


NEFESLE SINIRLARI ORTADAN KALDIRMAK VE BOLLUK YARATMAK

Zihnimiz, hayal edebileceğimizden daha fazlasının var olduğunu kabul ettiği her defasında yeni bir manyetik alan yaratır ve enerji kendisine temas eden her şeyle, o her şeyin içinde bulunduğu niyete bağlı olarak karşılık verir.
Bolluğunuzun sizinle teması ufak şeylerle başlayabilir. Bunları göz ardı etmeyin. Çünkü bunlar sizi bolluk potansiyeline taşıyacak daha büyük adımlara hazırlayacaktır. Nefes; farkındalığı, yaşam sevgisini, para sevgisini, huzuru, barışı, sevinci ve uyum sevgisini varlığımıza taşır. Bırakmamız gereken tek şey para korkumuz yani gelecekten endişe duyma korkumuzdur. Kazandığımız şeyleri kaybetme korkusuyla elimizdekini korumak ve elimizdekini kaçırmama telaşı yüzünden sizi bolluğa taşıyabilecek fikir ve adımlardan kaçmayı öğrenmek zorundayız. Sevginin, sevincin, uyumun, kendini değerli görmenin, kendini sevmenin, kendini kabul etmenin ve bolluğun en iyi, en uyumlu şekilde varlığımızla eşleşmesine niyet etmeli ve arzularımızı bu inançla geliştirmeliyiz.
Derin bir nefes alın, her nefes alış verişinizde enerjinin taç çakranızdan beyninize girdiğini, beyninizin uyuyan bölümlerini, özellikle bolluk anlayışınızı uyandırma işlemini başladığını hissedin. Nefes alın ve aldığınız nefesin enerji alanınızı sarmasına, yerleşmesine ve alanınızın sınırlarını genişlettiğinin farkına varın. Nefesinizle, alanınıza taşıdığınız enerjinin kendinize karşı olma ve kendinize değer vermeme düşüncelerini değiştirmesine, aza razı olma eğiliminizin ve yoksulluk bilincinizin bolluk bilincine dönüştürülmesine izin verin. İzin verin ki nefesiniz, sevgisizlik ve ego hakimiyetinde yer alan kalıplarınızı kırmaya başlasın.
Bolluk yatama meditasyonuna geçelim; ayaklarınızın yere temas edeceği rahat bir yere oturun, gözlerinizi kapayın ve nefes alıp vermeye başlayın. Burnunuzdan derin nefesler alın verin. İçinize alıp sonra dışarı verdiğiniz nefese odaklanın. Aldığınız nefeste bir sonraki nefesin geleceğinden hiç endişe duymadan bunu tekrarladığınızın farkındalığına varın. Sizi hayatta tutan havanın bolluğuna inanır, kabul eder ve ona o kadar güvenirsiniz ki uykuya dalsanız da bilincinizin olmadığı bir anda daima nefes alacağınızın bilincindesinizdir; bunun farkındalığına varın. Şimdi nefes alıp verirken, havanın ne kadar bol olduğu duygu ve düşüncesine odaklanın. Etrafınızdaki havanın bolluğunu düşünün, bu havanın sadece sizi değil tüm hayatın devamlılığını sağladığının farkındalığına varın. Yeteri kadar olduğunu çok iyi bildiğiniz hava  yerine  para fikrini koyun. Her ikisinin de enerji olduğunu, her ikisinin de bize yetecek kadar varolduğunu bilerek her türlü sınırlamaları kaldırın ve emin olduğunuz ve size ait olan bolluğu  dileyin…
Sevgiyle kalın
Ebruli.    

1 Eylül 2012 Cumartesi

AFFETMEK VE ÖZGÜRLEŞMEK


AFFETMEK

Affetmek kelimesi kendi başına beni huzura taşıyor, beni dinginleştiriyor. Aslında daha önceleri affetmekle ilgili bir çok çalışmam oldu ama ben yaralarımı affetmek isteyip sadece kapattığımı daha da derine gönderdiğimi ciddi bir rahatsızlık geçirince anladım ve aslında bana verilen hayatı nasıl da kırgınlıklar, öfke ve huzursuzlukla doldurduğumun bir anda farkındalığına vardım. Affettmek istediğim her olayı ve bu olayların kahramanlarını sadece unutmaya çalışmışım ve unutmaya çalışmakla aslında duygusal anlamda öfkemi de bastırmışım. Ama derinlerde çok diplerde var olan affedememeyle yüzleşince nerde hata yaptığımı da anladım.
Affetmek önce kabullenmek demektir, yani önce size yapılan haksızlığı, hırsızlığı, acımasızlığı vs. her türlü size engel olan olayı kabullenmek gerekir. Çünkü çekim yasasının temelinde hayatımızdaki her şeyi ve herkesi biz çekeriz düşüncesi vardır. Yani bir uçak kazasını da mı o kazada hayatını kaybedenler çekti diye düşünebilirsiniz ya da hadi ordan ben nasıl olur da böyle bir mutsuzluğu çekerim. Ama özünde varolan gerçek şudur, ve çok basittir; evet siz çektiniz. Size ayna olması gereken insanları hayatınıza siz çektiniz, ve o uçak kazasını da o uçakta hayatını kaybeden insanlar çekti. Burada suçlanacak kimse yok, suçlu ne yazık ki sizsiniz. Birini suçladığımızda bir parmağımızla onu gösterirken diğer üç parmağımız da kendinizi gösterir. Dikkat edin bir kere deneyin, size dönen diğer 3 parmağınız ne demek istiyor olabilir ki :) ben şiddeti çekemem bu saçmalık diyen arkadaşlar evet bunu da siz çektiniz, hayatınızda, belki çocukluğunuzda yaşadığınız bir olayla şiddeti hayatınıza siz davet ettiniz. Bunu temizlemek için meditasyon yapıp her bulduğunuz cevaba bir “neden” sorusu ekleyerek yeni bir soru üretin bakın çok eskiye gideceksiniz. 
Bir elinize kalem alıp sıkmaya başlayın onu öyle sıkı tutun ki bu kalem sanki sizle bir bütün olsun, işte sizi dibe çeken ve size negatif yönde etkileyen affetmeye çalışıp da affedemediğiniz kişi ya da olaylar, sadece elinizdeki kalemi sımsıkı tutarak onu taşımakla aynıdır. Şimdi yavaşça elinizdeki kalemi bırakın; bırakın kalem düşsün yere; ve işte affetmek de böyledir; elinizin rahatlaması gibi affetmek de ruhunuzu böyle rahatlatır. Kısacası önce kaleme sarıldık onu kendi parçamızmış gibi aldık ve sonra da meditasyonla, onun farkına vardık yani farkındalığımızı geliştirdik o negatif bağı bulmak da kalemi sımsıkı tuttuğumuzu anlamak gibidir. En sonunda da onu affettik ve bıraktık evrene gönderdik, işte artık affettiniz siz özgürsünüz, siz asıl olan sizsiniz artık.
Affetmek konusuyla bolluk alakası nedir değil mi J sizin için para ne demek, bolluktan refahtan kastınız ne? Bana göre milyon dolar ama bir başkasına göre ise borçsuz ve geçinebileceği bir miktardır, şimdi neden bolluk içinde olmadığınızı sorun kendinize ve o duyguyu temizleyin en derine inin farkına varın ve temizleyin, sonra da kendinizi bu güne kadar bu duyguyu taşıdığınız için affedin, size bu hissi verenleri affedin, bırakın evrene… bütünün en yüksek hayrına olması dileklerimle J
Yeni bir afirmasyon yazıyorum dileğim herkese faydalı olabilmektir;
Sevgilerimle…

“Tanrı hizmet etmem için daha iyi biçimde beni yönlendiriyor. Cennetten ilham aldım ve aydınlandım, beni duyan herkesi güven ve sevgiye yönlendirmeye çalışıyorum. Parayı Tanrı’nın düşüncesi olarak görüyorum, ben ve beni saran herkesin hayatında durmaksızın dolaşıyor. Tanrı’nın rehberliği ve Tanrı’nın bilgeliği altında parayı akıllıca ve yapıcı bir şekilde kullanıyoruz. Ve öyle de oldu; teşekkür ederim”

31 Ağustos 2012 Cuma

BOLLUK VE BEREKETİ ÇEKMEK



Pozitif tutum yaratmaktaki en önemli basamak bağlılığınızı, sadakatinizi ve güveninizi yaratılmış olan şeylere yöneltmek yerine, Yaratıcı Olana Tanrı’ya vermenizdir. Bu sizin kendi nefesinizin, kalp atışınızın, organlarınızın çalışmasının, güneşin ve ayın, yürüdüğünüz yeryüzünün kaynağıdır. Sevmek Tanrıya bağlılığınızı yöneltmeniz anlamına gelmektedir. Bu konuda yeni bir telkin örneği daha yazıyorum. Bunu kendiniz için uyarlayabilirsiniz. “Yazdıklarım erkeklerin ve kadınların kalplerini ve zihinlerini kutsar, onları iyilik yönünde geliştirir ve onlara ilham verir. Muhteşem bir yolla, Kutsal bir biçimde değişiyorum. Her şey Tanrı’dan oluşturulduğu için, parayı da İlahi bir madde olarak görüyorum. Para durmaksızın hayatımda dolaşıyor ve ben onu akıllıca ve gerektiği gibi kullanıyorum. Para bana özgürce, neşeli bir biçimde ve bitmek tükenmek bilmeyen bir devinimle akıyor. Para Tanrı’nın zihnindeki bir düşüncedir o iyidir ve çok iyidir…”
Sevgilerimle Ebruli

23 Ağustos 2012 Perşembe

BOLLUK VE BEREKET OLUMLAMALARI



Bu olumlamaları 21 gün boyunca sabah uyanınca ve gece yatmadan önce tekrarlayın, sevgiyle kalbinizden pembe ışıklar saçarak yapın bunu. İnanıyorum ki evrene verilen her mesaj Tanrı'nın olmasını istediği anda tekrar hayatlarımıza dönecektir.
sevgiyle kalın...

-         Hayat her düşüncemi yansıtır. Ben düşüncelerimi olumlu tutuyorum ve Hayat bana yalnızca olumlu deneyimler getiriyor.
-         Hayatın okyanusu, bolluğu ile birlikte cömerttir. Tüm ihtiyaçlarım ve arzularım her şimdi hemen karşılanır. Benim iyiliğim için olan şey; her yerden herkesten ve her şeyden gelir.
-         Tanrı beni tatmin olmam için yarattı. Tanrı’ya ve bana sunduğu hayata güveniyorum ve her dönemeçte yanımda olduğunu biliyorum. Ben güvendeyim.
-         Bu gün sınırsız sevgi, ışık ve sevinçle yaşıyorum. Dünyamdaki her şey güzel.
-         Sahip olduğum her şeyden keyif alıyorum ve yeni deneyimlerin beni beklediğini biliyorum. Yeni olanı kollarımı açarak bekliyorum. Hayatın harika olacağına inanıyorum.
-         Dünyamı ve deneyimlerimi sevgi ve bilinç ile şekillendirebilmek için daha fazla anlayış istiyorum.
-         Harika bir konumda olabileceğim ve iyi para kazanabileceğim, yaratıcı yeteneklerimi ve hünerlerimi kullanabileceğim, sevdiğim insanlar ile birlikte çalışabileceğim yeni ve harika bir pozisyon için bütünüyle açığım ve alıcıyım.
-         Artık yeni bir başarı farkındalığına adım atıyorum. Kazananlar çevrimine giriyorum. Altın fırsatlar her yerde benim için duruyor. Her türlü başarıyı çekiyorum.
-         Güvenli ve sevgi dolu bir hayat sürmek için aklım ve duygularımla donanımlıyım. Her şeyin en iyisini hak etmek, bana doğuştan gelen bir hak. Benim için iyi olanı talep ediyorum.
-         Herhangi bir anda bilmem gereken her şey, benim için zaten açıktır. Kendime ve hayata güveniyorum. Her şey harika.
-         Sahip olduğum ve bana özgü yetenekler içimde akıyor ve bana derin doyum sağlayan biçimlerde ifade ediliyor. Yaratıcılığım her zaman isteniyor.
-         Doyum sağlayan biçimlerde açılımlarda bulunuyorum. Bana sadece iyi olan erişebilir.
-         Hayatımın içinde akan refahı hak ediyorum ve seve seve kabul ediyorum. Neşe ve sevgi ile veriyorum ve alıyorum.
-         Faturalarımı öderken, bunu minnet ve sevgi ile yapıyorum. Hayatımdaki zorluklar karşılamak için banka hesabımda her zaman yeterince para var.
-         Her gün ve gece kazandıklarımla refahım artıyor.
-         Başkalarının zevginliğinden keyif alıyorum ve saygı duyuyorum.
-         Parayı seviyorum.
-         Onu bilgece, yapıcı ve adil bir şekilde kullanıyorum. Para hayatımda sürekli dolaşıyor. Parayı keyifle serbest bırakıyorum ve bana harika bir biçimde artarak geri dönüyor.
-         Para çok güzel.
-         Para bana bol bol bir çığ gibi büyüyerek geliyor.
-         Parayı sadece iyi nedenler için kullanıyorum.
-         İyi durumda olduğum ve zihnimin zenginliğini gördüğüm için şükran duyuyorum.
-         Ben bilinçaltımın sınırsız zenginliğine sahibim. Zengin, mutlu ve başarılı olmak benim hakkım. Para, bana özgürce bol bol akıyor. Gerçek değerimin sonuna kadar bilincindeyim. Yeteneklerimi özgürce kullanıyorum ve maddi açıdan harika bir biçimde ihya oluyorum.
-         Evren bolluk içinde ve Evrenin bolluğu bana akıyor.
-         Para bana çoğalarak geliyor.
-         İhtiyacım olan her şeyi ihtiyacım olduğu anda evren bana veriyor.
-         Ben çok parayı hak ediyorum.
-         Ben çok paraya layığım.
-         Evrenin bana vermek istediği tüm bolluk ve bereketi ayrım yapmaksızın olduğu gibi kabul ediyor ve istiyorum.
-         Bu bilinç ve sorumlulukla onu paylaşmak için elimden geleni yapacağım.
-         Ben çok zengin olmayı hak ediyorum.
-         Ben çok zengin olmaya layığım.
-         Para bana sevgiyle geliyor. Ben de parayı sevgiyle alıyorum.
-         Çok zengin ve bolluk içinde yaşamak benim en doğal hakkım.
-         Paranın her yerden gelmesine izin veriyorum.
-         Para, bana serbestçe akar.
-         Ben parayı mutlulukla harcar ve paylaşırım.
-         Para, araçtır.
-         Para sevgidir.
-         Benim hesaplarım para ile dolar.
-         Ben bol paraya layığım.
-         Ben her şeyin en iyisine layığım.
-         Para bana çoğalarak geliyor.
-         Para bana kolaylıkla gelir ve sevgiyle kalır.
-         Para kazanmak kolaydır.
-         Para bana helal olan her yönden sevgiyle akar.
-         Zenginlik ilahi yola açılan bir kapıdır.
-         Evrenden şimdiye ve bundan sonraki hayatıma refah ve bolluk sevgiyle akıyor.
-         Çok param var ve beni zenginliğimle kabul eden çok arkadaşım var.
-         Şans oyunlarından gelen para benim için birikiyor ve doğru yoldan geliyor.
-         Para sevgidir, para neşedir ve para iyidir.
-         Zenginlik evrenden bana maddi ve manevi güzelliklerle geliyor.
-         Ben zenginim ve çok mutluyum.
-         Zenginlik ve bolluk düzenli bir hayatı da yanında getiriyor.
-         Hayat çok muhteşem, yaşamayı seviyorum.
-         Ben gücümü elime alınca hayat daha kolay oluyor.
-         Neşeli, sakin ve huzurluyum
-         Ve şimdi oluyor; şükürler olsun                   

5 Temmuz 2012 Perşembe

BİLİNÇALTI


BİLİNÇALTININ YÖNETİMİ

Bir insanın istediğine kavuşmasını sağlayan şey inandığı olgu değildir. Kişinin bilinçaltı, zihindeki tabloya yani düşüncelere ya da inandıklarına karşılık verdiğinde, dilekleri gerçekleşir. Birey düşündükçe, inandıkça ve duygusal anlamda hissettikçe zihninin ve bedeninin durumu ve koşulları da ona göre belirlenir. Yani zihinsel yapınızı değiştirir, duygusal yaşantınızı yeniden yönetebilirseniz, ruhunuz ve bedeniniz çok daha iyi bir duruma gelecektir. Buna gerçekten inanmalısınız. Hepimiz bunu kabul ediyoruz ama asıl sorun bence çoğumuz için geçerlidir bu; zihninizin sorunların üzerinde dönüp durması, bunun farkındalığı ile kendinizi hüsrana uğramış, mutsuz ve yenilmiş hissetmenizdir. Ben bu durumla çok zaman geçirdiğimi itiraf etmek istiyorum. Yani zengin olmak için, sağlıklı olmak için, mutlu olmak için arzu duyuyor fakat zihninizi nasıl çalıştıracağınızı bilmemek gibi bir durumdan bahsediyorum. Bu konuda kendi yaptıklarımdan yola çıkarak söyleyebileceğim en önemli nokta sudur; tek yapmanız gereken elde etmek istediğiniz güzelliklerle zihinsel ve duygusal anlamda bütünleşmektir. Bilinçaltının yaratıcı gücü buna göre karşılık verecektir.
Bilinçaltımız karanlık bir odadır. Aslında sizi siz yapan kullandığınız parfüm, sahip olduğunuz araba, ev ya da giysileriniz değildir. Asıl sizi siz yapan bilinçaltınızda yer alan inançlarınızdan oluşuyorsunuz. Ahlaki anlamda bilinçaltımız tamamen tarafsızdır. Kötü bir alışkanlığı, dünyanın iyi ya da kötü olduğunu sorgulamaz. Bu nedenle o karanlık oda dediğim bilinçaltına karamsar ve olumsuz bir düşünce düştüğünde, bu olumsuzluğu günlük deneyim ve ilişkilerimizde ifade bulduğunu görebiliriz. Bu nedenle başımıza gelen hemen her şeyde bizim bir rolümüz vardır. Dünyanızı değiştirmek istiyorsanız, zihninizi değiştirmelisiniz, içten dışa doğru. Bir düşünceyi sık sık tekrarlarsanız bir süre sonra bu düşünce sizin bir parçanız haline gelir. Bu inanç yasasının işleyişine dayanmaktadır. İşin anahtarı hayatınızda sağlık ve bolluğu görmeden önce bilinçaltınızı sağlıkla beslemeli ve zenginleştirmelisiniz. Sağlık bilincini oluşturmak ya da zenginlik bilincini oluşturmak için bilinçaltınıza zenginlik bilincini ve ihtiyaçlarınızın karşılanacağı düşüncesini göndermek zorundasınız. Gizli zihninizi paranın ve sağlığın her zaman hayatınızda özgürce akacağına ve her zaman mükemmel bir sağlık ve bolluk olacağına bilinçaltınızı ikna etmek zorundasınız. Hemen bu gün bunu yapmaya başlayın, bırakın hayatınız mucizevi bir şekilde değişsin …    
Sevgilerimle 

2 Temmuz 2012 Pazartesi

SINIRLAYICI İNANÇ

ÇEKİM YASASI VE SINIRLAYICI İNANÇ


          Tüm bu “endişelenme, sen mutluluğa odaklan, neyi düşünürsen onu yaşarsın vs vs.” cümlelerinin bir zırvalık olduğunu, hatta benim hayal aleminde yaşayan bir saf olduğumu söyleyen o kadar insan çıktı ki karşıma, bunlardan dolayı kendi çekim yasasına yaklaşımlarımı gizli bir kitap haline getirmeme neden oldu, insanların bana aptal ya da inançsız demelerinden korktuğumu görünce bunu aşmak için çalışmaya başladım.
Eminim sizler de yolunuzda ilerledikçe bunun gibi yorumlarla karşılaşacaksınız. Ne yazık ki... Ben kötü ve tatsız olaylardan soyutlanmış bir hayat yaşamıyorum ve tüm kişisel gelişim olaylarına zırvalık olarak bakan insanlar olduğunun da farkındayım. Ama ben hayatımda başıma gelen her acı ve üzücü olayı sevgiyle karşılayarak onlara kin ve nefret değil anlayış yükleyerek yolumda ilerlemeyi seçiyorum. Bu günlerde birkaç arkadaşım bana “eğer bunlar gerçekse bende neden işe yaramıyor” sorusuyla geliyor. Gerçek şu ki aslında yarıyor yani içerde zihninizde ne düşünüyor ve neden korkuyorsanız dışarıda da o dünyayı oluşturuyorsunuz. Hatta sınırlayıcı inançlarınız yüzünden yerinizde sayıyor ve hiçbir şeyin işe yaramadığını düşünüyorsunuz.
            Yolculuk yapmayı sever misiniz? Ben yolculuklarda doğayı izlemeye bayılırım ve eminim hayatınızda bir kere de olsa kayaların arasındaki küçük bir toprak parçasında can bulup büyüyen bir çok bitki görmüşsünüzdür. Ben hayran olur hatta o bitkiye aşık olurum çünkü bu müthiş çicek zorluklara karşı kurumak ve yok olmak yerine hayatta kalmayı ve yaşamayı seçmiştir, demek istediğim aslında yaşamak istemiş ve bunu için de uygun koşulu bulup kendi dünyasını meydana getirmiştir. Aslında hepimizin hayatında olan da tam olarak budur. Yani neye değer olduğunuza siz karar veriyorsunuz, kendi başarınızı veya başarısızlığınızı siz belirliyorsunuz.
        Kaç kitap okuduğunuzun ya da seminerlere katıldığınızın hiç önemi yok, siz ancak sınırlayıcı inançlarınızın izin verdiği yere kadar gidebilirsiniz. Hiç 10 kilo vermeyi hedefleyip sadece 8 kilo verdiğiniz oldu mu? Ya da hiç 50.000,00TL. kazanmayı hedefleyip 10.000,00TL. kazandığınız oldu mu? İşte bu elde edilen sonuçlar sizin sınırlayıcı inançlarınız sayesinde gerçekleşmiştir. Yani size neyin mümkün olacağı yerine neyin mümkün olduğunu söyler. Burada ilk hedef mucize beklemek gibidir; bunu bekleyin yani hayatınıza mucizelerin gelebileceğine inanın ve asıl hedefinize ulaşın. Burada şunu da eklemek zorundayım çekim yasası ile 50.000,00TL. isteyip sürekli yatarak onu imgelemek ve beklemekle karıştırılmasın mucizeleri beklemek yaklaşımı. Hedefe odaklandıktan sonra zaten yolun çizime geçecek ve önünüze imkanları çekeceksiniz, işte bu imkanlara da mucize diyebilirsiniz. Aslında ben bunun kolay olmayacağını da söylemeliyim. Hayatta uçan kuşa borcu olan bir insandım, başarısızdım, hatta hayatımda büyümek ve gelişmek üzere yürüdüğüm yolu küçültüp küçültüp çok dar bir yaşam alanımın olduğu dönemlerim oldu ve açıkçası hala daha kendi üzerimde çalışmaktayım bu bir dişli çark gibi bir kere başladınız ve bilinciniz açıldı mı, durmak istemiyorsunuz. Yıllarca kendime acıyıp durduktan sonra evet bir gün geldi ve sorunun ben olduğunu anladım, sorun her zaman ben dim. Tüm bu koşullardan sorumlu olmakla kalmıyordum, aynı zamanda onları ben hayatımda meydana getiriyordum. Çekim yasasını sihirli bir değnek gibi görerek bu işe başlamanız size yine bir sorun olarak geri gelecektir. Teknik herkeste farklı da işleyebilir. Önemli olan kendi içinize bakmaya ve sınırlayıcı inançlarınızdan kurtulmaya karar vermenizdir.
         İster fark edin ister fark etmeyin hayatınızda hergün oluşan büyük olaylar hatta kücücük olaylar dahi sizin tarafınızdan çekilir. Aslında bu kücük olaylar da kendi elimizle çoğunlukla geri itilir. Ve bu devinim halinde gerçekleşmeye devam eder, küçük olayları görerek Yaradan”a şükrederek her seferinde sevgiyle kucaklayarak daha büyüklerine kapıları açmış olursunuz.
 Hepimiz zengin olmak isteriz, tepenin üzerinde büyük bir ev isteriz, borçsuz bir hayat dileriz, işimizi sevmeyiz daha iyiye layığım deriz. Bununla birlikte, isteklerimize hahh bunlar birer hayal diyen, hatta size asla olmayacağını söyleyen sınırlayıcı inançlarımızın da bataklığı diğer tarafta hayallerinizin üzerine atlamayı bekler, hatta beklemez siz güzellikler diledikçe sınırlayıcı inancınız çamurunu atar; örnekleyelim isterseniz,
-         Zengin insanlar yalnızdır,
-         Zengin insanların dostu yoktur, etrafı menfaatperest insanlarla çevrilidir.
-         Eğer büyük bir ev alırsam herkes benden borç para isteyecek
-         Başkalarında hiçbir şey yokken ben sahip olduklarımı kullanamam kendimi suçlu ve kötü hissederim.
Bu olumsuz iç konuşmalar sınırlayıcı inançlarınızın çok büyük elleridir ve aslında sınırlayıcı inancınızı harekete geçirir. Siz zengin olmak ya da borçsuz yaşamayı isteseniz dahi sınırlayıcı inancınız sizin sıçramanıza engel olacaktır. Bu nedenle 10 kilo yerine 8 kilo verecek, 50.000,00TL. yerine 10.000,00TL. kazanacaksınız.
Sınırlayıcı inançlarınızı öğrenip onları temizledikten sonra çekim yasasıyla yeniden denemeye başlamalısınız…
Sevgilerimle 
   

29 Mayıs 2012 Salı

İMGELEME

İmgeleme, en basit haliyle hayal kurma olarak adlandırılabilir. Hayal kurarız evet ancak; imgeleme tekniğinde onu yaşar gibi hayal kurarız. Örneğin iş yerinizde bir personelle sıkıntı yaşıyorsunuz, bu sizi o kadar geriyor ki işinize karşı olan hislerinizi bile etkiliyor, o kişi aklınıza geldiğinde nefes alışverişinizi bile değiştirecek öfke ya da kızgınlığı hissediyorsunuz. Benim de başıma gelmişti açıkçası ve şimdi bakıyorum da gerçekten sadece kendime çizdiğim bir sınırmış bu duygular, çünkü o duygularla ben bildiğim bölgedeydim, alışık olduğum yerde, bilinçaltı alışık olduğumuzu gerçek kılar, onu sever. Bu sebeple bilinçli ve pozitif imgeleme ile sorunlarımıza yeni bakış açıları bulabiliriz. Şimdi konumuza geri dönelim, sizden rahat bir şekilde oturmanızı ya da uzanmanızı ve geriye doğru 10 dan başlayarak saymanızı istiyorum her nefes alışınızda sadece nefese odaklanın size verdiği rahatlık... her nefes verişinizde bir rakam geri gidin, 9 , 8 ... 0 a gelince olumlamalar yapın, pozitif yönde size kendinizi iyi hiisettirecek olumlamalar, örneğin;
- Ben güzelim ve sevgiye layığım.
- Ben dünyayı seviyorum ve dünya da beni seviyor.
- Mutlu ve başarılı olmaya hazırım.
- Ben iyiyi hak ediyorum ve en iyi şu anda bana doğru geliyor.
- Kendimi bütünüyle olduğum gibi seviyor ve takdir ediyorum.
 Bu olumlamaları kendiniz de çoğaltabilirsiniz. Her olumlamada gevşeyin, tüm bedeninizi rahatlatın.Şimdi o personelle aranızdaki soruna odaklanın, size nasıl bir mesaj veriyor ve siz nasıl tepki veriyorsunuz. Bu tepkiyi vermek yerine ona güzel bir söz söylemeyi hayal edin, ilişkinizde ve o kişide değişim ne yönde olabilir, bunu her ayrıntıyı atlamadan zihininizde yaşayın ve sonunda anlaşabildiğinizi, yemek yerken ya da kahve içerken sohbet edebildiğinizi düşünün.Gülücüklerinizi hissedin, hatta size kahkaha attırabilsin. Bitirirken de "Bu ya da daha iyisi, şimdi benim ve ilgili herkesin en yüksek iyiliği için tümüyle mükemmel ve uyumlu yollarla gerçekleşiyor" diyin.
LÜTFEN bunu yaparken hissedin, o duyguyu, o şükranı, o pozitifin her hücrenize verdiği huzurlu ve olumlu duyguları hissedin,.....
  Sevgiyle Ebruli

16 Mayıs 2012 Çarşamba

BİLİNÇALTI



BİLİNÇALTI

Bilinçaltı, prensiplerin ve özlemlerin tohumuna sahiptir. Bilinçaltımız fiziksel olarak, yaşamsal süreçleri ve sağlığın yeniden yapılanmasını, yaşamı sürdürme aktivitelerinin korunması ve devamını sağlar. Zihinsel olarak hafıza depomuzdur. Zaman ve mekanla engellenmemiş mükemmel düşünce evraklarını saklar. Manevi olarak özlemlerin, hayal gücünün kaynağıdır.  
Çoğu içgüdülerimiz, özenle ve derece derece hazırlanmış doğal prensipleri zayıflatma süreci ile devredilebilir. Yani bilinçaltında yavaş yavaş değişiklik yapabiliriz. “Kendimizi neyle ve nasıl tanımlarsak öyle olmaya meylederiz.” Diyor Ernes HOLMES. Yapacağımız afirmasyonlarla düşündüğümüz ve söylediğimiz şey yavaş yavaş bilinçaltında kalıplaşır ve gerçek bir deneyimle kendini gösterir. Aslında ağzımızdan çıkan her söz, zihnimizden geçen her düşünce bizim için önemlidir. Şimdi ekilen tohumları gelecekte biçeceğimiz deneyimlerimizdir.

AFİRMASYON ÖRNEKLERİ;

-         Tanrı, sonsuz Sevgi, Sağlık, Bilgelik ve Bolluk’tur. Ben O’nun kendi suretinde yarattığı çocuğuyum; o halde özgür, sevgi dolu, bilge, her zaman rehberlik eden ve sınırsız kaynakları olan bir varlığım.

-         Bilinçli olarak düşünülen her düşünce, bilinçaltını etkiler ve bu etki düşüncedeki güç ve arzunun derecesine bağlı olarak eyleme dönüşür.

-         Bilinçaltı emirlerimizi değiştirinceye dek, onları yerine getirmeyi sürdüren sadık bir hizmetkardır. Onun bildiği ve uyguladığı emirler aslında bizim kendimizle ilgili inançlarımızdır.

                                  Afirmasyon örnekleri % 100 Düşünce Gücü kitabından alınmıştır.


15 Mayıs 2012 Salı

İÇ DÜNYAMIZ VE BİLİNÇALTI


 
Aslında hepimiz huzuru ve refahı yakalamak isteriz. Bunu başarabilirsek mutluyuzdur, sağlıklıyızdır. Çok kolay görünüyor değil mi?? Ama bunu başarmamız bir o kadar uygulamada zor gelir bize. Çünkü aslında gerçek hayat başkadır, öfkeye kapılmak kolaydır. Zaten herşey bizim önümüze çıkmış bir taş gibi görünür gözümüze değil mi? Hayatta her şey ama her şey biz insanoğlunun başına gelebilir… mutlu olmak isteriz ama istediğimiz ilişki değildir yaşadığımız, refah ve bolluk isteriz ama ne yazık ki  faturalarımıza ancak yeten gelirimiz vardır vs. vs. Bu gidişatı tersine çevirmek için bir güç, bir sihirli değnek olsa deriz sonra… Ben ve benim gibi çekim yasası ve diğer doğa yasalarını yaşam felsefesi yaparak yolunda devam edenler için tüm gücün ve hayatın kaynağı yine bizde, içimizdedir. İçsel dünyamızdaki uyum dış dünyamızdaki uyumu sağlar. İçsel dünyamızdaki uyumu sağlamak için ;
1 – Düşüncelerimizi kontrol etmeli ve pozitif afirmasyonlar yapmalıyız.
2 – Bir deneyimin bizi nasıl etkileyeceğini belirleme yeteneğimizi pozitif yönde geliştirmeliyiz.
Bu iki başlıkta toplanan ve çok kolay görünse de tam anlamıyla hayatınıza yeniden başlamak anlamına gelen yenilikleri yapabilirsek eğer iç dünyamızda dengeyi yakalamaya başlarız. Peki iç dünyada var olmaya başlayan bir dengenin bize getirisi nedir ki?? Yani biz ne için değişmeliyiz? Kazancımız nedir?? iç dünyamızdaki bu denge iyimserlik ve refahın tohumlarını eker.
Bilinçaltı içsel dünyamıza açılan kapımızdır. Bizler bilinçaltı yoluyla evrensel zihne ve evrenin sonsuz iyileştirici, yapıcı gücüyle iletişimi sağlarız. Bu kapının anahtarı da zihnimizdir. Yani Bilinçaltımızın yönetimi zihnimizin elindedir.İç dünyamızla hayallerimize ulaşmayı deneriz değil mi? Bunu yapabilmek için de Yüce Allah bize cesaret, umut, coşku, güven duygularını yerleştirmiştir. Bunların merkezi yine iç dünyamızdır. Kısacası tüm gelişimimizin kaynağı iç dünyamızdır. Her bitki, her hayvan ve her insan bu büyük yasanın yaşayan kanıtlarıdır. En önemlisi de en büyük hatamız direnç, güç ve uyumu içimizde değil dışarıda aramamızdır…    

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Merhaba

Hayatım hakkında, evren ve kadim yasaları, sosyal ilişkilerim hakkında , "The Secret" kitabıyla farkındalığım artmaya başladı. Kendimi büyük bir içsel yolcukta buldum ve bu yolculukta yaşadıklarımı blog kanalıyla sizlerle paylaşmak istedim. Hepimizin içsel yolculuğu ve hayatta yapması gereken nihai amacı farklı, ben sadece benimkini, dilimin elverdiği ölçüde paylaşacağım, bir kişinin hayatına pozitif bir pencere açabilirsem  amacımda mutlu bir adım atmış olacağımı düşünüyorum. Işıkla...
Ebruli