1 Eylül 2012 Cumartesi

AFFETMEK VE ÖZGÜRLEŞMEK


AFFETMEK

Affetmek kelimesi kendi başına beni huzura taşıyor, beni dinginleştiriyor. Aslında daha önceleri affetmekle ilgili bir çok çalışmam oldu ama ben yaralarımı affetmek isteyip sadece kapattığımı daha da derine gönderdiğimi ciddi bir rahatsızlık geçirince anladım ve aslında bana verilen hayatı nasıl da kırgınlıklar, öfke ve huzursuzlukla doldurduğumun bir anda farkındalığına vardım. Affettmek istediğim her olayı ve bu olayların kahramanlarını sadece unutmaya çalışmışım ve unutmaya çalışmakla aslında duygusal anlamda öfkemi de bastırmışım. Ama derinlerde çok diplerde var olan affedememeyle yüzleşince nerde hata yaptığımı da anladım.
Affetmek önce kabullenmek demektir, yani önce size yapılan haksızlığı, hırsızlığı, acımasızlığı vs. her türlü size engel olan olayı kabullenmek gerekir. Çünkü çekim yasasının temelinde hayatımızdaki her şeyi ve herkesi biz çekeriz düşüncesi vardır. Yani bir uçak kazasını da mı o kazada hayatını kaybedenler çekti diye düşünebilirsiniz ya da hadi ordan ben nasıl olur da böyle bir mutsuzluğu çekerim. Ama özünde varolan gerçek şudur, ve çok basittir; evet siz çektiniz. Size ayna olması gereken insanları hayatınıza siz çektiniz, ve o uçak kazasını da o uçakta hayatını kaybeden insanlar çekti. Burada suçlanacak kimse yok, suçlu ne yazık ki sizsiniz. Birini suçladığımızda bir parmağımızla onu gösterirken diğer üç parmağımız da kendinizi gösterir. Dikkat edin bir kere deneyin, size dönen diğer 3 parmağınız ne demek istiyor olabilir ki :) ben şiddeti çekemem bu saçmalık diyen arkadaşlar evet bunu da siz çektiniz, hayatınızda, belki çocukluğunuzda yaşadığınız bir olayla şiddeti hayatınıza siz davet ettiniz. Bunu temizlemek için meditasyon yapıp her bulduğunuz cevaba bir “neden” sorusu ekleyerek yeni bir soru üretin bakın çok eskiye gideceksiniz. 
Bir elinize kalem alıp sıkmaya başlayın onu öyle sıkı tutun ki bu kalem sanki sizle bir bütün olsun, işte sizi dibe çeken ve size negatif yönde etkileyen affetmeye çalışıp da affedemediğiniz kişi ya da olaylar, sadece elinizdeki kalemi sımsıkı tutarak onu taşımakla aynıdır. Şimdi yavaşça elinizdeki kalemi bırakın; bırakın kalem düşsün yere; ve işte affetmek de böyledir; elinizin rahatlaması gibi affetmek de ruhunuzu böyle rahatlatır. Kısacası önce kaleme sarıldık onu kendi parçamızmış gibi aldık ve sonra da meditasyonla, onun farkına vardık yani farkındalığımızı geliştirdik o negatif bağı bulmak da kalemi sımsıkı tuttuğumuzu anlamak gibidir. En sonunda da onu affettik ve bıraktık evrene gönderdik, işte artık affettiniz siz özgürsünüz, siz asıl olan sizsiniz artık.
Affetmek konusuyla bolluk alakası nedir değil mi J sizin için para ne demek, bolluktan refahtan kastınız ne? Bana göre milyon dolar ama bir başkasına göre ise borçsuz ve geçinebileceği bir miktardır, şimdi neden bolluk içinde olmadığınızı sorun kendinize ve o duyguyu temizleyin en derine inin farkına varın ve temizleyin, sonra da kendinizi bu güne kadar bu duyguyu taşıdığınız için affedin, size bu hissi verenleri affedin, bırakın evrene… bütünün en yüksek hayrına olması dileklerimle J
Yeni bir afirmasyon yazıyorum dileğim herkese faydalı olabilmektir;
Sevgilerimle…

“Tanrı hizmet etmem için daha iyi biçimde beni yönlendiriyor. Cennetten ilham aldım ve aydınlandım, beni duyan herkesi güven ve sevgiye yönlendirmeye çalışıyorum. Parayı Tanrı’nın düşüncesi olarak görüyorum, ben ve beni saran herkesin hayatında durmaksızın dolaşıyor. Tanrı’nın rehberliği ve Tanrı’nın bilgeliği altında parayı akıllıca ve yapıcı bir şekilde kullanıyoruz. Ve öyle de oldu; teşekkür ederim”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder