AFFETMEK
Affetmek kelimesi kendi başına beni huzura taşıyor, beni
dinginleştiriyor. Aslında daha önceleri affetmekle ilgili bir çok çalışmam oldu
ama ben yaralarımı affetmek isteyip sadece kapattığımı daha da derine
gönderdiğimi ciddi bir rahatsızlık geçirince anladım ve aslında bana verilen
hayatı nasıl da kırgınlıklar, öfke ve huzursuzlukla doldurduğumun bir anda
farkındalığına vardım. Affettmek istediğim her olayı ve bu olayların
kahramanlarını sadece unutmaya çalışmışım ve unutmaya çalışmakla aslında
duygusal anlamda öfkemi de bastırmışım. Ama derinlerde çok diplerde var olan
affedememeyle yüzleşince nerde hata yaptığımı da anladım.
Affetmek önce kabullenmek demektir, yani önce size yapılan
haksızlığı, hırsızlığı, acımasızlığı vs. her türlü size engel olan olayı
kabullenmek gerekir. Çünkü çekim yasasının temelinde hayatımızdaki her şeyi ve
herkesi biz çekeriz düşüncesi vardır. Yani bir uçak kazasını da mı o kazada
hayatını kaybedenler çekti diye düşünebilirsiniz ya da hadi ordan ben nasıl
olur da böyle bir mutsuzluğu çekerim. Ama özünde varolan gerçek şudur, ve çok
basittir; evet siz çektiniz. Size ayna olması gereken insanları hayatınıza siz
çektiniz, ve o uçak kazasını da o uçakta hayatını kaybeden insanlar çekti. Burada
suçlanacak kimse yok, suçlu ne yazık ki sizsiniz. Birini suçladığımızda bir
parmağımızla onu gösterirken diğer üç parmağımız da kendinizi gösterir. Dikkat edin
bir kere deneyin, size dönen diğer 3 parmağınız ne demek istiyor olabilir ki :) ben şiddeti çekemem bu saçmalık diyen arkadaşlar evet bunu da
siz çektiniz, hayatınızda, belki çocukluğunuzda yaşadığınız bir olayla şiddeti
hayatınıza siz davet ettiniz. Bunu temizlemek için meditasyon yapıp her
bulduğunuz cevaba bir “neden” sorusu ekleyerek yeni bir soru üretin bakın çok
eskiye gideceksiniz.
Bir elinize kalem alıp sıkmaya başlayın onu öyle sıkı tutun
ki bu kalem sanki sizle bir bütün olsun, işte sizi dibe çeken ve size negatif
yönde etkileyen affetmeye çalışıp da affedemediğiniz kişi ya da olaylar, sadece
elinizdeki kalemi sımsıkı tutarak onu taşımakla aynıdır. Şimdi yavaşça
elinizdeki kalemi bırakın; bırakın kalem düşsün yere; ve işte affetmek de böyledir;
elinizin rahatlaması gibi affetmek de ruhunuzu böyle rahatlatır. Kısacası önce
kaleme sarıldık onu kendi parçamızmış gibi aldık ve sonra da meditasyonla, onun
farkına vardık yani farkındalığımızı geliştirdik o negatif bağı bulmak da kalemi
sımsıkı tuttuğumuzu anlamak gibidir. En sonunda da onu affettik ve bıraktık
evrene gönderdik, işte artık affettiniz siz özgürsünüz, siz asıl olan sizsiniz
artık.
Affetmek konusuyla bolluk alakası nedir değil mi J
sizin için para ne demek, bolluktan refahtan kastınız ne? Bana göre milyon
dolar ama bir başkasına göre ise borçsuz ve geçinebileceği bir miktardır, şimdi
neden bolluk içinde olmadığınızı sorun kendinize ve o duyguyu temizleyin en
derine inin farkına varın ve temizleyin, sonra da kendinizi bu güne kadar bu
duyguyu taşıdığınız için affedin, size bu hissi verenleri affedin, bırakın
evrene… bütünün en yüksek hayrına olması dileklerimle J
Yeni bir afirmasyon yazıyorum dileğim herkese faydalı
olabilmektir;
Sevgilerimle…
“Tanrı hizmet etmem için daha iyi biçimde beni
yönlendiriyor. Cennetten ilham aldım ve aydınlandım, beni duyan herkesi güven
ve sevgiye yönlendirmeye çalışıyorum. Parayı Tanrı’nın düşüncesi olarak
görüyorum, ben ve beni saran herkesin hayatında durmaksızın dolaşıyor. Tanrı’nın
rehberliği ve Tanrı’nın bilgeliği altında parayı akıllıca ve yapıcı bir şekilde
kullanıyoruz. Ve öyle de oldu; teşekkür ederim”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder